26.08.2010

HEYECAN DORUKTA SEVGİLİ TAKİPÇİLER :)


Sor bir neden heyecan dorukta :) Bugünnn evimizin mutfağının , giyim odasının, TV ünitesinin montajına başlanıyor. Güray gıcığı eve çok yakın çalıştığından benden önce gidip görecek. Nasıl kıskanıyorum nasıl çatlıyorum anlatamam. Stresinden, mutluluğundan bahsettim bu sürecin şimdi de heyecanı başladı.

Sanırım bu süreci tamamlayanların dediği gibi olacak. Bu günler ileride özlenecek. Mutluluk, heyecan, stres hepsi iç içe geçmiş bir süreç çünkü. Şu dönemde hayatım öylesi hareketlendi ki spora gitmediğime hiç üzülmüyorum. Beraber bir hayat kurma süreci farklı bir deneyimmiş tavsiye eder miyim, ederim galiba...

Evimiz bizce çok güzel oluyor. güray da gerçekten emek harcıyor evimiz için. Sanırım bir süre evde vakit geçirmek tadını çıkarmak isteyeceğiz. Buyrun bekleriz ;)

Tüten ben
Gökkuşağı gibi

23.08.2010

STRESS



Şu son günlerimiz öylesi yoğun geçiyor ki gerçekten helak olmuş durumdayız. Son 25 gün ve hala yapılacaklar listesi dopdolu.
Bir iç dünyam var benim bir de dışa yansıyan dünyam ama malesef iç dünyamın dışa yansıyışı örtüşmüyor. İçimde dingin, huzurlu ve mutlu bir tüten var orada öylece takılan halinden memnun mesut hep iyi düşünen gülümseyen bir kız. Ama dış dünyamda öylesi stresliyim ki öylesi gerginim ki... Bilmiyorum gelin stresi denilen şey bu mu? Herkes bunu yaşar mı? Nasıl yaşar, hiç bilmiyorum.

Ben nasıl yaşıyorum valla içimdeki ben dışımdaki beni sevmiyor öyle söyliyeyim size. Tatil çok önemliymiş bunu anladım. Tatil yapmadan düğün&dernek işlerine girilmemeli. Benden evleneceklere çok önemli uyarı, tavsiye. Ne olur ise olsun mutlaka ama mutlaka herşeyi bir kenara bırakın ve düğünden önce tatile gidin! Mümkünse tek başınıza gidin yanınızdaki kişi sayısı 1 olsun ve bu sevgiliniz olmasın! Neden? çünkü sevgiliniz olunca ister istemez konu düğün işlerine evlilik işlerine gelir de ondan. Çiftler kafasını dağıtmak için ayrı tatile çıkmalı şu süreçte...

Kısa kısa haberler...

* Gelinliğimin provası vardı bu Cumartesi vallahi gelinlik giyince insan kendini bambaşka hissediyor bu bir gerçek hele o duvak yok mu o duvak... şımaracağım ama gelinlikle pek bir güzelimmm yahuuuuu insanın üzerine 2-3 saat kalması ne acı.

*Ev işleri bitmedi bitmiyor. Karolarınız döşendi kiii çok güzel oldu ama mutfağımıza tam yetmedi :( üzüldük ama olsun bu haliylede güzel.

*Bütün bir haftasonu maaile biraradaydık. Aile olmak çok güzel birşey.

* Sevgilimi çok ama çok seviyorum o benim hayatımdaki en önemli şanslardan biri.

Tüten ben
Her an ağlayabilecek vaziyette olan.

17.08.2010

Son 30 ;)


Bugünden tam 30 gün sonra yani 17 Eylül 2010'da evleniyorum. Ve dün ilk defa düğünle ilgili rüya gördüm. rüyam oldukça trajikomikti :) Hala biten çok birşey olmadığı için rüyamda da kuaföre gidiyorum ama hiç gitmediğim bir yer. Saçım konusunda kararsızım, makyaj öyle falan filan...

Heyecanlanmaya başladım. Tutuşmaya da başladım ne zaman bitecek bu işler, nasıl bitecek. Biter ama değil mi? düğünüm nasıl olacak onu da merak ediyorum. Dün geceki
rüyamın etkisinden sanırım kendimin de nasıl olacağımı merak ediyorum.

İşte böyle
Tuten ben
heyecanlı

12.08.2010

Düğün İnsan'a Ne Öğretir?

Düğünler insana çok şey öğretiyor(muş). Birincisi kim gerçekten mutluluğunla mutlu oluyor bunu çok net görüyorsun. Bekarken evlenmen için dua ettiğini mutlu olmanı çok istediğini söyleyen insanlar evleneceğini duyunca sanki dün tanışıp bugün evleniyormuşsun veya 18'inde evleniyormuşsun gibi hayretle karşılıyorlar oysaki daha 2 gün önce ne zaman evleniyorsunuz diye soruyor olabiliyor aynı kişi. 2 gün sonra balık hafızalı gibi davranıp evleniyoruz dediğinde aaa gerçekten mi deyip sonrasında nasıl gidiyor demekten bile geri duruyor. Ehh bu da aslında çok iyi oluyor. Böylece kim candan kim değil görebiliyorsun.

Şu süreçte en canımı sıkan kısmı insanların düşüncesizce davranışları oldu. 32 yıldır bir çok düğüne gittim, davet edildim. En yakınlarım olmak üzere kimsenin düğüne davet edilmeden ben geliyorum demedim! aksine ne kadar yakın olursak olalım, tüm içtenliğimle sayı çok önemli bütçede öyle inan ki beni eleyebilirsin anlarım bunu dedim ki, anlardım da gerçekten. Bir insanın fiziken yanında olmaktan çok tüm içtenliğin ile yanında olmak stresli günlerinde destek olmaktır benim dostluktan, arkadaşlıktan, sevgiden anladığım. Oysaki, davet edilmeden ben geliyorum bak kesin diyen çok insan oldu hayatımda. Bizi davet etmiyor musun deyip zor durumda bırakanlarda oldu. Davet edilmeyeceğini düşünüp kırılan ve benimle iletişimini kesen de oldu. Davet edilmeden kesin geliyorum diyen insanların mutluluğumu paylaşmaktan öte farklı sebebler ile orada olmak istediklerini düşünüyorum. Çünkü benim sana her konuda hayrım dokunurken ve senin iyiliğini düşünürken düğünüme davet edilip edilmemekle ilişkimizi gözden geçiriyorsan ben dururum ve çok da güzel sorgularım arkadaş senin niyetini!

Aynı süreçte canımı sıkan dahası beni gerçekten çok sinirlendiren bir başka nokta! Düğününe davet ediyorsun ve rica ediyorsun lütfen şu tarihe kadar haber veriniz diye. 1 yıl önceden haber vermiyorsun 1 ay önceden karar veriyorsun ama karşındaki sana şu cevabı verebiliyor ama ben bugünden o günü bilemem ki acele etme! Pardon acele?? Bunu söyleyen bekar olsa 18'li yaşlarda olsa biraz daha esnek davranacağım ama yok bunu söyleyen kişi düğün dernek ile evlenmiş bir kişi. Düğün dediğinde sayı belirtiyorsun önceden belirtmekle kalmayıp garanti kişi sayısı söylemek zorundasın ve parasını ödüyorsun! Masa düzeni yapman gerekiyor öyle değil mi? Sen bana gelip gelmeyeceğini söylemezsen ben nasıl masa düzeni yaparım ve sen bir de son dakika geliyorum deyip geldiğinde de masanı beğenmezsin değil mi???

Bir de sen cumurbaşkanı mısın yoksa başbakan mı ki düğüne gelip gelemeyeceğini 1 ay öncesinden bilmiyorsun ki başbakan bile 1 ay sonraki düğüne katılıp katılmayacağını bildirebiliyor! Biraz görgü yahu biraz görgü!

İşte ne öğrendim; etrafındaki bazı insanların nasıl da kendinden başka hiçbirşeyi düşünmediğini. Bunun yanısıra zaten bildiğim ama görgüsünden nezaketinden emin olduğum insanlarda oldu. Bak sayı önemli ise bizi gelmiyoruz diye say diyen. Şimdi senin masa düzeni yapman gerekir, kişi sayısını garanti etmen gerekir zor durumda kalma lütfen diyenleri de gördüm.

Düğün dediğin aslında 2 kişiye özeldir. Mutluluk sadece fiziken yanında olarak paylaşılmaz. Destek vermek neye ihtiyacın var demek değildir sadece. Biraz daha düşünceli olalım biraz daha karşımızdakini düşünelim biraz daha saygılı davranalım.

Eğer bir düğüne davetli değilseniz kırılmak o insana sırtınızı çevirmek yerine bir kez daha düşünün iyi niyetle anlayışla! Hemen tepki gösteriyorsan, sırtını çeviriyorsan o insana ben senin niyetini de kalbini de arkadaşlığını da sorgularım hem de keyifle!

Tüten ben
Görgü sahibi insan ve etrafında sadece görgülü insan barındırmak isteyen!

11.08.2010

DEKORASYON



Anladım ki, isterseniz kiraya çıkın isterseniz kendi evinizde oturum düğün öncesinde bir evin tamamen yerleştirilmesinin ve dekore edilmesinin imkan ve ihtimali yok. Bak yine uyarıyorum sevgili okur sakın kanma biter biter diyenlere :)

Ama son zamanlarda bu işin böyle olmasının mantıklı olduğu içime sinmeye başladı. Temel ihtiyaçlar tamamlanabiliyorsa diğer şeyleri evlendikten sonra halletmek yani yaşarken ihtiyaca ve zevke göre yapmak daha mantıklı ve daha zevkli olsa gerek. Aklımda bir çok dekorasyon fikri var. Sanırım bu düğün hazırlıklarından sonra yeni eğlencem dekorasyon olacak :) Zavallı sevgilim bugün bana aynen şöyle yazdı: "kodlamalarım değişti artık direkt mekan ve ortam ayrıntılarıyla ilgilenir oldum..umarım 17 eylül ile birlikte biter bu iş : )" Biter mi sevgilim hiç biter mi? Evlilik ile birlikte beyin resetleniyor ve yeni kodlar yerini alıyor :)))

Bu blog'un adını 17 Eylül'den sonra Tüten Dekore Ediyor diye değiştirirsem şaşırma sevgili okur.

6.08.2010

Tombul Peri



Tombul peri yani Sıla (tombulperi.blogspot.com) hayatıma çok kısa bir süre önce girdi ama günde 50-60 kere yazışınca bir de bu yazışmalar çok keyifli olunca sanki uzun zamandır hayatımda gibi.

Ben takıntılı bir kişiyim kabul ediyorum. İstediğim şeyi bulana olana kadar her yolu denerim illa da kafamdaki olsun isterim. Vazgeçmem, aramaktan da uğraşmaktan da hiç üşenmem. (Bakınız Güray'a 7 yıldır vazgeçmediğim insan kişisi ki kendisi 7 yıl boyunca ben evlenmeyi düşünmüyorum deyip durmuştur her yıl evlenmek istiyorsan doğru insanla birlikte değilsin demiştir hoş bu tip durumlar için inatçıdan takıntılıdan daha çok azimle ... derler ama :)) Bir internet sayfasına girerim incik cıncık incelerim bir konuyu araştırırken 1000000 sayfayı gezmekten gık demem of demem. Şu düğünüm arka planında olanlar inan ki kitap konusu olur. İşte düğünüm için de, ki düğünüm son derece mütavazi birşey olacak ama işte ben kendimce içime sinen en iyisi olsun diye uğraşıyorum.

Yukardaki koca paragrafın Tombul Peri ile alakası ne peki :) Düğünde nikah şekeri olarak bal vermeyi çok önceden düşünmüştük. Güray'ın organik tarımla ilgilenmesi sebebiyle hem de ben 5-6 yıl önce bir düğüne katılmıştım ve ilk orada görmüştüm bu küçük bal kavanozlarını o zamandan beri de Güray'la evleneceğimize inandığım için :) bal veririz diye düşünmüştüm. Evet balın üzerine etiket bastırıp misafirlerimize sunabilirdik ama ben o da şık güzel anlamlı birşey olsun istedim. Başladım araştırmaya arada olan olaylardan bahsetmeyeyim şu sıcak günde hemen blogu kapatmanıza sebebiyet vermeyeyim :) Bir başka blogda gezinirken Sıla'nın bloğunu gördüm ve çok beğendim. Hem blogun yapısını hem yaptıklarını. Bir mail attım sitesinde gördüğüm bir kutu hakkında. Aklım öylesi havadaydı ki yazdığını doğru bile okumamışım. Sıla'dan çok tatlı bir cevap aldım. Bir başkası olsa belki doğru okusana anlamına gelen birşey yazabilirdi. Oysa ki Sıla bana çok açıkca yazmış olduğu halde acaba ben mi doğru ifade edememişim diye yazdı ve bunu yazdığı anda beni kalbimden vurdu. Çok hoş çok nazik çok insanca bir yaklaşım değil mi sevgili okur keşke herkes işini böyle yapsa. Ki o sırada aramızda bir iş ilişkisi de yok dikkatinizi çekerim. Ardından Sıla'ya aslında ben bunun benzerini görmüştüm dedim. Bir çok insanın göstermeyeceği yine o çok tatlı uslubuyla cevap verdi Sıla bana.

İşte bir kaç yazışmadan sonra nikah şekerimi Sıla'ya yaptırmaya karar verdim. Ve o dakikddan sonra Sıla benim yeri mail mağdurum oldu :) İlk başlarda güray'a günde yaklaşık 50-60 mail atıyordum bak şu nasıl bu nasıl bunun yapalım mı düğün için diye aynı zamanda Pelin'e de. Güray bir süre sonra haklı olarak isyan bayrağını çekti. Pelinciğim ise hiç bıkmadan her mailimle ilgilendi. Ve son günlerde bu mağdur Sıla. Ona da sürekli mail atıyorum :) Sıla şu fikir sence nasıl bu nasıl bak bunu bulmuştum gibi :) Sıla saolsun işinin gücünün arasında cevap veriyor.

Nikah şekerim hepinize süpriz olsun şekerim :) Harika olacağından eminim. Hiç kimse beğenmese bile ki herkesin beğeneceğini düşünüyorum ben şöyle o tatlı kutuyu başucuma koyup uyuyabilirim ben :)

Teşekkür ederim Tombul Peri, peri çubuğunu dokundurdun ve beni mutlu ettin.

Tuten ben
peri değmiş insan kişisi :)

4.08.2010

RÜYADAYIM ;)


En güzel rüyadayım ve hiç uyanmak istemiyorum. Kendime nazar da değdirmek istemiyorum. Düğünümle ilgili hayal ettiğim ne varsa oluyor. Olumlu enerjiye, niyetin güzelliğine çok inanıyorum. Artık 17 Eylül biran evvel gelsin istiyorum.
Ve bu rüyanın o gün dahil olmak üzere hiç bitmemesini istiyorum.

Teşekkürler Allahım. Teşekkürler Evren. Teşekkürler Güray. Teşekkürler Ailem. Teşekkürler Dostlarım ve Teşekkürler Kendim.

Tüten ben
Şükretmekten, mutluluktan dolup taşan

3.08.2010

Sevgilime Sonsuz TEŞEKKÜRLER!


Kendi çağımda dünyanın en mutlu insanıyım!. Dün ki yazısında depresyondaki kızdan eser yok bugün niye? Çünkü düğün mekanımız değişti. Ve ben bunun için sevgilime müteşekkirim ona nasıl teşekkür ederim bilmiyorum gerçekten. Öylesi içime sinen bir yer oldu ki. Dün gece uykuya dalmadan önce bile yüzümde kocaman bir gülümseme vardı.
Dilerim o gün herşey yolunda gider ve mutluluğumuz dalga dalga bir ömre yayılır.

Dün yine bir kez daha şükrettim Allaha ve bir kez daha Güray'dan yıllar içersinde vazgeçmediğim, direndiğim, çabaladığım için memnun oldum. Evlilik hazırlıkları sırasında insan ne denli aşık olsa da ne denli sevsede kendine soruyor acaba doğru insan mı diye? Doğru insan kimdir diye? Sevgili olmayı becerebiliyoruz peki ya karı-koca olabilecek miyiz diye? Şu süreçte bir kaç kez Güray'ın doğru insan olduğuna inandım. Daha önce görmediğim ama yürekten inandığım öyle olabileceğini tahmin ettiğim Güray'ı karşımda gördüm. Güray'a tekrar tekrar aşık oldum.

Ve benim canım sevgilim her türlü gelin nazımı kaprisimi depresyonumu çekti ve çekmeye de devam ediyor. Bir önceki düğün mekanımızdan tek dertli olan ben olduğum halde Güray kendisi uğraştı ve yeni mekanımızı buldu. Sen mutlu ol dedi mutlu olmalısın bunu ailem bile onun kadar içten söylemedi. Elbette ailem de mutlu olmamı istiyor ama onlar nedense düğün mekanının değiştirilmesi konusunu son derece gereksiz ve saçma buldular. Kapris diye gördüler belki de. Ve tüm bunların tam ortasında sevgilim gereksiz kapris çımarıklık sıfatlarını bir yana bırakarak mutlu olmamla ilgilendi. Bu adama bir daha aşık olunmaz da n'apılır?

Mekan değişikliği tek başına birşey ifade etmez bunu biliyorum ama zaten hayatımda herşey yolunda şükürler olsun ki. Bu bir detaydı mutluluğuma mutluluk katacak bir detay sadece. Başta da dediğim gibi bu mutluluk dalgası tüm ömrümüze yayılsın işallah!.

Ayrıca canım Pepiciğim biricik dostumda bu süreçte hep yanımda oldu. Beni destekledi. Bize inandı. Herşeyin yolunda gideceğine inandı. Olumlu enerjisini ve niyetini üzerimizden eksik etmedi. Ve o gün düğün günü geldiğinde olumlu enerjilerin iyi niyetlerin sayesinde mutluluk patlaması yaşanacağından eminim.

Tüten ben
Çok mutlu küçük bir kız çocuğu

1.08.2010

Düğün Mekanı


Bu yazı can sıkıcı ve uzun olacak sevgili okur vaktin varsa canının sıkılmasını göze alıyorsan okumaya başlayabilirsin.
Yukarıda mekan düğümüz için karar verdiğimiz kaparo yatırdığımız kimi insanların hayalini kurduğu havuzbaşı bir mekan hem de İTÜ gibi oldukça saygı değer bir üniversitenin, vakfın mekanı. Ama gelin görün ki benim için hiç hoş olmayan hiç sevmediğim bir yer. Evet diyebilirsin ki neden orayı seçtiniz o zaman?

İnanın o günki duygumdan bugün emin değilim. İkimizde beğenmemiştik ama çaresizdik beni etkileyen Gürayın tek bir lafı oldu. Burası bizi yansıtır çünkü nezih bir yer. Garsonu kibar olur hizmeti kaliteli olur. Gittiğimiz bir çok yerde tabiri caiz ise amele garsonlarla ve hizmet kalitesinin düşüklüğü ile çok karşılaştık.

İtü'nün kaçmasını istemiyordum sanırım, evlenmek istediğim için sanki hiç mekan kalmamıştı. İşte bir hayat dersi, çaresiz bir haldeyken karar vermeyeceksin hayatını etkileyen bir kararın altına imzanı atıyor olabilirsin çünkü.
Cuma akşamı bu mekanda düğün izlemeye gittik ve ben bir kez daha yıkıldım bir kez daha o mekandan soğudum gördüklerim hizmet anlayışları benden çok çok uzaktı. Sevgilim öylesi iyi bir tutum gösterdi ki, sen nasıl mutlu olacaksan dedi. Değiştirelim mekanımızı artı 3,5'e bakmayalım dedi. Bunu demesi bile başka bir yerde düğünümüzü yapmış kadar etkiledi ve mutlu etti.

Peki ya ertesi gün yaşananlar. Ailem bu tutumumu saçma ve gereksiz buldu. Düğüne 6 hafta kala mekan değişikliğinin olmaması gerektiğini savundu. Tartışmaların boyutu hiç hoş olmayan bir yere taşındı.

Hiçbir zaman havuzbaşı düğün hayali kurmadım ben bu konuda ne hayal ettim onu bile bilmiyorum aslında. Ben sevdiğim adamla evlenmeyi ve mutlu olmayı hayal ettim sadece. Detayları o zamanlar hiç düşünmemişim sanırım. Detaylar mutsuz edebiliyor demiştim ama değil mi?

Tasniklenen birşey daha oldu. Mükemmelliyetçi olmak hayatta herşeyin kendi standartların dahilinde ne iyisi olmasını istemek insanı her zaman mutlu etmiyor.

Mutsuzluktan ölmüyorum şuan. Sevgiğim insanla evleneceğim yanımda bir hayli sevdiğim başka insanlar olacak ve o mutluluğun enerjisi etrafa saçılacak buu biliyorum ve biliyorum ki o mekanda düğün hayali kuran orada evlenebilemek için çok şeyden vazgeçebilecek insanlar var. Herşeyin bilincindeyim ama yine de evleneceğim günün kendimce her anlamda mükemmel olmasını istiyorum ve İTÜ bu mükemmelliğin bir parçası olabilecek bir yer gibi durmuyor.

6 hafta kaldı bakalım hep birlikte göreceğiz nerede ve nasıl olacak? Yıllar sonra gülecek miyim içim buruk mu hatırlayacağım hiçbir fikrim yok.

İnsanı mutsuz eden yine kendisi ve bakış açısıdır bunu öyle iyi biliyorum ki ve evet ben kendimi mutsuz ediyorum şu günlerde bakış açım doğru bir yönde değil odaklanmam gereken tek ama tek şey evleniyor olmam ve sevdiğim insan ve ailem ve diğer sevdiklerim. Elimde böyle bakmak bunu da biliyorum ama sanırım tercihmi gelin depresyonundan yana kullanıyorum.

Kadın olmak gerçekten kolay birşey değil ve biz kadınlar babilin asma katlarının her birine çıkarken öylesi zorluklarla karşılaşıyoruz ki ve bu zorlukların üzerinden öyle ya da böyle geliyoruz ki sonunda gözyaşlarımıza rağmen güçlü insanlar oluyoruz.

Yüksek sesle dua ederek bitirmek istiyorum; Allahım bana doğru şeylere odaklanmam için gerekli zihin açıklığını ver dünyevi üzüntülerden sıyır beni diyerek bitiriyorum